Siyaset, Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi, cilt.5, sa.1, ss.123-141, 2017 (Hakemli Dergi)
Zihinsel kökenleri 19. yüzyıla kadar uzanan paylaşım planları; kazanç ve kâr paylaşımı olmak üzere iki ana kategoride sınıflandırılmış olup, esasen çok sayıda uygulama biçimlerini içermektedir. Ancak hepsinin ortak amacı, verimlilik, başarı ve finansal ödül arasında açık bir ilişki kurarak çalışanların katılımını sağlamak ve çalışan ile işletme arasında işbirliğini gerçekleştirmektir. Bu çalışmanın amacı, özendirici ve performansa dayalı ücret sistemleri içinde paylaşıma dayanan kazanç ve kâr paylaşım planlarını açıklayarak, sınıflandırılmış fayda ve sakıncaları çerçevesinde değerlendirmek ve Türkiye’deki yasal durumu inceleyerek, paylaşım planlarının uygulanabilirliğini ve yaygınlaşmama sebeplerini analiz etmektir. Planların Türkiye’de yeterince yaygınlaşmamış olmasında sanayi sektörü yeterince gelişemeden hizmetler sektörüne geçilmesinin, kapitalizmin zorlamasıyla hayata geçen çatışmacı işçi-işveren ilişkilerinin ve endüstriyel demokrasi uygulamalarındaki eksiklerin payı bulunmaktadır.
The intellectual roots of sharing plans date back to the 19th century. Although sharing plans involve many practices, it’s classified two basic categories as gainsharing and profit-sharing. The main purpose of the various types of sharing plans is to set up a clear relationship between performance, success, and financial reward for the employee participation and provide the cooperation between employees and their companies. The aim of this study is to define gainsharing and profit-sharing plans within encouraging and performance based wage systems and classify the advantages and disadvantages of the sharing plans. Then, analyze the legal status, practicability, and the reasons of low prevalence of the plans. The reasons of low prevalence for the process of sharing plans are; the early development of service sector without an industrial development, the conflicting relations between workers and employers which aroused by capitalist force and the deficiency of industrial democracy implementations.