5. Ulusal Rorschach ve Projektif Testler Kongresi, İstanbul, Türkiye, 24 - 26 Eylül 2021, ss.49-50
Blos (1962), ergenlik üzerine yazdığı kapsamlı eserinde geç
ergenlik dönemini, ergenliğin son evresi olarak ele almaktadır. Çocuksu
nesnelerden yatırımın çekildiği (Colarussu, 1988), eski duygusal bağların
gevşetildiği ve yeni duygusal bağların oluşumunun başlangıcı olan geç ergenlik
döneminde (Dashef, 1984), aileden uzaklaşmak, öznel bir kimliğe ulaşmak
hedeflenir.
Bununla birlikte, geç ergenliğin normatif bir kriz dönemi
olduğu, kişinin bütünleştirme kapasitesine aşırı bir yükleme meydana geldiği ve
bunun sonucunda uyumda başarısızlıklar, benlik deformasyonu, savunma
manevraları ve ciddi patolojilerin ortaya çıkabildiği öne sürülmektedir (Blos,
1962).
Bu çalışmada, geç ergenlikte ortaya çıkan depresyonun
ayrılma-bireyleşme süreci ile ilişkisi hakkında bilgi edinilmesi amaçlanmıştır.
Ayrılma-bireyleşme ergenlik döneminin önemli gelişimsel bir görevidir. Yaşamın
her aşamasında aktif kalan intrapsişik bir süreç olmasına rağmen, geç ergenlik
döneminde merkezi bir gelişimsel görev olarak kabul edilir (Blos, 1967, 1979).
Van Eğitim Araştırma Hastanesi Psikiyatri Polikliniği'ne başvuran, depresyon
tanısı almış ve yaşları 19-25 arasında değişen 17 kadın ve 17 erkek olmak üzere
toplam 34 gönüllü katılımcıyla çalışma yürütülmüştür. Katılımcılarla
psikanalitik yönelimli ön görüşme yapıldıktan sonra Rorschach Testi ve Tematik
Algı Testi uygulanmıştır. Uygulanan malzemeler, Fransız Okulu'na özgü içerik
analiziyle yorumlanmıştır.İstatistik ve içerik analizi sonuçlarına bakıldığında
elde edilen bulgular, depresif geç ergenlerin nesne ilişkilerinin simbiyotik
türde belirginleştiğini ve nesneden ayrılmada güçlük yaşadıklarını ortaya
koymuştur. Bununla birlikte, narsisistik yetersizlikten ötürü duygulanımsal
olarak depresyon yaşadıkları görülmüştür.
Anahtar
Kelimeler: Depresyon, Geç Ergenlik, Ayrılma-Bireyleşme, Projektif
Testler
Keywords: Depression, Late Adolescence, Separation-İndividuation,
Projective Tests