11th International European Congress on Advanced Studies In Basic Sciences, Rome, İtalya, 11 - 13 Kasım 2024, ss.322-323
Nefesli bir çalgı olan
obua, ağızlığının yapısı gereği ağız boşluğunun içerisinde dile yakın bir
pozisyonda yer almaktadır. Bu durum flüt ve klarnete kıyasla, ağız boşluğunu
bir miktar daha daraltmakta, dil
hareketini ve hızını kısıtlamaktadır. Ağızlık üzerine dayanan dilin
çekilmesiyle ses üretilen obuada, eserlerde talep edilen kesik sesli (staccato)
dil tekniği hızlandıkça zorluklar yaşanmaktadır. Dolayısıyla obua eğitiminde
dil kasının doğru yöntemlerle geliştirilmesi gerekmektedir. Ağız boşluğunun
genişliği, dilin kullanılan noktası ve ağızlığın duruş açısı bu çalışmalarda
oldukça etkili unsurlardır ve önerilen çalışmalarda göz önünde bulundurulması
gereken ilk değişkenler olarak bilinmektedir. Dilin yapısının tamamen kastan
ibaret olduğu düşünüldüğünde insan vücudundaki kontrol edilebilen kaslar gibi
dilin de gelişmesi ve bu harekete uyum sağlaması mümkündür. Obua eğitimindeki
dil tekniğinin temeli dilin, ağızlığın ucuna direkt temasıyla havanın geçişini
keserek sesin kontrolüne dayanmaktadır. Bu hareketin sürekliliğinde (16’lık
notalar baz alındığında) metronom 50 – 90 arası oldukça rahat uygulanırken,
metronom 90-112 arası zorluklar yaşandığı gözlemlenmektedir. Bazı obuacılar,
doğuştan gelen hızlı dil tekniği yatkınlığına sahip olsalar da 120- 140
metronom arası dil vurmanın çok zor olduğunu belirtmektedirler. Daha hızlı
pasajlarda dil hareketini ikiye katlayabilen “çift dil” tekniği kullanılması
zorunluluğu doğmaktadır. Bu konuda doğru çalışma teknikleri uygulandığında dil
vurma hızı kolaylıkla arttırılmaktadır. Bu çalışmada yaklaşık on yıl süren obua
eğitiminde çok önemli bir yere sahip olan tek dil, çift dil, kurbağa dili
(flatter Zunge),üç dil tekniği gibi temel ve ileri çalım teknikleri konuları ve
bu tekniklerle ilgili çalışma önerileri ele alınmaktadır. Bu çalışmanın sadece
obua eğitimi alanlara değil diğer nefesli çalgı eğitimi alanlara, obua, obua
damor, korangle için eser yazan bestecilere da yardımcı kaynak olacağı
düşünülmektedir.