19. Yüzyıl Kelâm Tartışmaları Bağlamında Hüseyin El-Cisr’in (1845- 1909) Din-Bilim İlişkisi, Eğitim ve İslam’in Bazı Uygulamalarına Yöneltilen İtirazlara İlişkin Görüşleri


Yaşar M. Y.

Sahn-ı Semân’dan Dârülfü̈nûn’a Osmanlı’da İlim ve Fikir Dünyası XIX. Yüzyıl, Ahmet Hamdi Furat, Editör, Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, İstanbul, ss.461-481, 2021

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2021
  • Yayınevi: Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Sayfa Sayıları: ss.461-481
  • Editörler: Ahmet Hamdi Furat, Editör
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

XIX. yüzyılın ilk yarısında Trabluşşam’da doğan, daha sonra eğitimini tamamlamak üzere Ezher’e giden Hüseyin el-Cisr, kelâmcı
kişiliğinin yanı sıra eğitim ve tasavvuf alanındaki faaliyetleri ile de bilinmektedir. Eğitim alanında, kurmuş olduğu el-Medresetü’l-Vataniyye ve el-Medresetü’r-Recebiyye; tasavvuf alanında amcasından devraldığı Halvetiyye tarikatı şeyhliği bu hususları
teyit etmektedir. Ailesinin Osmanlı yanlısı duruşunu devam ettiren Hüseyin elCisr çeşitli vesilelerle İstanbul’da bulunmuş, bir süre Sultan II. Abdülhamid tarafından saray hocalığına tayin edilmiştir.

Hüseyin el-Cisr batının, tabii ilimler bakımından üstün ve materyalizm başta olmak üzere bazı din dışı akımların etkili olduğu
bir dönemde yaşamıştır. Bu akımların İslâm dünyasında yayılması sebebiyle oluşan meydan okumalara o 
dönemde Mısır modernistlerinin cevap vermeye çalıştıkları bilinmektedir. Hüseyin el-Cisr ise onlardan farklı olarak bunu geleneksel-muhafazakâr

çizgide yapmaya çalışmıştır. Onun bu tavrını Muhammed Abduh “pasif” bir durum olarak nitelendirirken, talebesi Reşit Rıza ise tasavvufçu kimliğinden dolayı Cisr’i eleştirmiştir. Bunun yanında Cemâleddin el-Efgânî, onun kelâmcı duruşundan sitâyişle bahsetmiş ve onu “zamanının Eş‘arî’si olarak nitelemiştir.

el-Cisr’in kelâmî konuları ele aldığı iki önemli eseri er-Risâletü’l-Hamîdiyye ve el-Husûnu’l-Hâmidiyye mütalaa edildiğinde bu iki eserde el-Cisr, yukarıda belirtilen meydan okumalara karşı geleneksel kelâm çizgisini korumaya, güçlendirmeye hatta bazı yerlerde klasik kelâmda yer alan bazı bilgileri güncellemeye çalışmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hüseyin el-Cisr, Trablusşam, Medrese, Pozivitizm, Materyalizm

 

Born in the first half of the 19th century in Tripoli and moving to
Azhar in order to complete his education, not only Hussain al Jisr is known as a mutakallim (a scholar of Kalâm), he is also known with his activities in the fields of education and Sufism. These aspects can be confirmed by that, as for education, he established el-Medresetü’l-Vataniyye and el-Medresetü’r-Recebiyye, and that, in terms of Sufism, he was the sheikh of Halvetiyye cult inherited from his uncle.

Hussain al Jisr lived in a period where the West was dominant in terms of natural sciences and where some non-religious trends, particularly the materialism, were effective. It is known that, in this period, Egyptian modernists tried to answer to challenges risen due to those trends spreading over the Islamic world. Hüseyin el-Cisr, as distinct from those, tried to do this in a traditional-conservative manner.

While this manner of his is defined as a “passive” state by Muhammed Abduh, his disciple Reşit Rıza criticized Jisr for his sufist identity. Besides that, Cemâleddin el-Efgânî has eulogized his mutakallimist stance and described him as “Eş‘arî of his time.”

When two important works of al Jisr, er-Risâletü’l-Hamîdiyye

and el-Husûnu’l-Hâmidiyye where he tackled subjects related to kelâm, are considered, al Jisr, in these two studies, has tried to protect and reinforce his traditional manner of kalâm, or even
update some of the knowledge written in classical kalâm, against the challenges mentioned above.
Keywords: Hussain al-Jisr, Tripoli, Madrasa, Positivism,
Materialism