Abdominoperineal rezeksiyon kararını tecrübe ve teknoloji değiştirir mi?


Creative Commons License

Meriç S., İşcan A. Y., Batman B., Uymaz D. S., Serin K. R., Asoğlu O.

20. Ulusal Cerrahi Kongresi, Antalya, Türkiye, 13 - 17 Nisan 2016, ss.92

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.92
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

AMAÇ: Distal rektum kanseri tanısıyla abdominoperineal rezeksiyon (APR) ve intersfinkterik rezeksiyon (ISR) uygulanan hastaların uzun dönem onkolojik sonuçlarını araştırmak. GEREÇ-YÖNTEM: Ocak 2002 ile Ocak 2016 tarihleri arasında distal rektum kanseri tanısı ile ameliyat edilen 198 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Çok aşağı anterior rezeksiyon (n:65) ve transanal rezeksiyon (n:5) uygulanan hastalar çalışma dışı bırakıldı. APR uygulanan hastalar (n:61) grup 1 ve ISR uygulanan hastalar (n:67) grup 2 olarak adlandırıldı. Gruplar yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi (VKİ), ameliyat tekniği, neoadjuvan tedavi, patolojik evre ve uzun dönem takip sonuçları açısından karşılaştırıldı. BULGULAR: İki grup arasında demografik veriler açışından istatiksel farklılık olmadığı görüldü. (Grup 1 vs Grup 2; yaş: 57.1±15 vs 53.8±11.1, p: 0.167; cinsiyet: K/E, 26/35 vs 24/43, p: 0.3; VKİ: 25.3±2.8 vs 25.6±2.5, p: 0.5). Robotik cerrahinin intersfinkterik rezeksiyonda istatiksel olarak daha yüksek oranda kullanıldığı görüldü. (Grup 1 vs Grup 2; açık cerrahi 10/1, laparoskopik cerrahi 49/40, robotik cerrahi 2/26). Yıllara gore cerrahi yöntem karşılaştırıldığında APR sayısının giderek azaldığı ve ISR’nin ise arttığı görüldü (p:0,001). Neoadjuvan tedavi almayan hasta sayısı grup 1 de 10, grup 2 de ise 4; uzun dönem tedavi alan hasta sayısı grup 1 de 46, grup 2 de ise 48 idi ve her iki parametrede de istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Kısa dönem neoadjuvan tedavinin ISR uygulanan hastalarda istatiksel olarak daha fazla olduğu görüldü (Grup 1 vs grup 2; 5/15 p:0,006). Mezorektum bütünlüğü açısından iki grup karşılaştırıldığında komplet ve nearkomplet eksizyon sonuçları arasında anlamlı fark saptanmamasına rağmen inkomplet eksizyon grup 1 de daha yüksek tespit edildi (23/6, p:0,001). Grup 2 de erken evre hastalığın istatiksel olarak daha fazla olduğu izlendi (Tam yanıt: 5/11, T1:8/23, T2:11/17, T3:41/30, T4:3/0, p:0.04). Lokal nüks grup 1 de 7 hastada (%11), grup 2 de ise 2 hastada (%3) görüldü (p:0,001). Takipler sırasında sistemik hastalık her iki grupta da 7 hastada saptandı (p:0,7). Medyan takip süresi iki grup arasında istatiksel olarak anlamlı şekilde farklıydı (Grup 1 vs Grup 2, 65 (4-132) vs 40 (1-150 ay). Grup 1 ve 2’de beş yıllık sağkalımın (%87.3 vs %97.6 ) istatiksel olarak anlamlı şekilde farklı olduğu ve beş yıllık hastalıksız sağkalımların (%87.1 vs %89.2) benzer olduğu görüldü. SONUÇ: APR’nin mutlak endikasyonları mevcuttur fakat cerrahi tecrübe ve teknolojik ilerlemeler ile aynı hasta gruplarında sfinkter koruyucu cerrahi yapılarak benzer onkolojik sonuçlar alınmaktadır.