Bebeklik Dönemi Aşı Uygulamalarının Velayet Hakkı Kapsamında Değerlendirilmesi


Çakırca Yüceoğlu S. İ.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, cilt.80, sa.4, ss.1105-1138, 2022 (ESCI)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 80 Sayı: 4
  • Basım Tarihi: 2022
  • Doi Numarası: 10.26650/mecmua.2022.80.4.0002
  • Dergi Adı: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Emerging Sources Citation Index (ESCI), EBSCO Legal Source, ERIHPlus, TR DİZİN (ULAKBİM), Sobiad Atıf Dizini
  • Sayfa Sayıları: ss.1105-1138
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Aşı reddi, Dünya Sağlık Örgütü tarafından kişilerin kendilerine sunulan aşı hizmetlerinin varlığına rağmen aşı yaptırmayı

tamamen reddetmesi olarak tanımlanmıştır. Aşı reddi, dünya üzerindeki ülkelerin %90’ından fazlasında rapor

edilmiştir. Özellikle bebeklerde aşı ile önüne geçilebilecek hastalıkların meydana çıkmasını ve bu hastalıklar sebebiyle

gerçekleşen ölümleri engellemesi için elzem olan bebeklik dönemi aşı uygulamalarının reddedilmesi Türkiye’de de

gittikçe artmaktadır. Covid 19 salgını sonrasında daha da alevlenen aşıların zorunlu hale getirilmesi tartışması, bebeklik

dönemi aşı uygulamalarının tekrar mercek altına alınması zaruretini doğurmuştur. Anayasa Mahkemesi, bebeklik dönemi

aşı uygulamalarına ilişkin 2015 yılında verdiği Halime Sare Aysal kararında hak ihlali tespit ederek, bebeklik dönemi

aşı uygulamalarına yasal temsilciler tarafından rıza verilmemesini hukuka uygun bulmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin

aksine tıbbi müdahaleyi hukuka uygun hale getirecek rızanın verilip verilmemesi hususu, velayet hakkının kapsamı,

sınırlandırılması ve “çocuğun üstün yararı” çerçevesinde değerlendirilmeye alındığı vakit; zorunlu aşı tartışmaları tipik

bir anayasa hukuku tartışması olmaktan çıkacaktır. Kapsamlı bir analiz yapmak için bu çalışmada öncelikle karşılaştırmalı

hukukta bebeklik dönemi aşı uygulamalarının ne şekilde düzenlendiği ele alınacak, ikinci bölümde ise Türkiye’deki

bebeklik dönemi aşı uygulamalarına ilişkin mevzuat ve ulusal ve ulus-üstü yargının tutumu incelenecektir. Son bölümde

ise bebeğin yasal temsilcisinin tıbbi müdahaleye rıza vermekten imtina etmesi velayet hakkı, söz konusu hakkın çocuğun

üstün yararı temelinde sınırlandırılması veya kaldırılması bağlamında değerlendirilecektir

Vaccinehesitation,describedbytheWHOas“delayorrefusalintheacceptanceofvaccinesnotwithstandingtheavailability

of vaccine services” and vaccine refusal, defined as the rejection of all vaccines, have been documented in more than

90% of the world’s countries. In Turkey, some parents are increasingly rejecting vaccination of infants. These vaccines

are essential to prevent the emergence of preventable diseases, especially in infants, and to prevent deaths caused by

these diseases. The discussion of making vaccinations compulsory after the Covid-19 pandemic made it important to reexamine the necessity of infancy vaccinations. In its Halime Sare Aysal decision regarding infancy vaccination in 2015, the

Constitutional Court found legal representatives of infants who refuse to consent to infancy vaccination practices to be a

violation of rights. However, contrary to the Constitutional Court decision’s reasoning, when the issue of whether to give

consent that will make the medical intervention lawful is taken into consideration within the framework of the scope of

limitation of the right of custody and “best interests of the child,” mandatory vaccination debates will cease to be a typical

constitutional law debate. In the first part of this study, the regulation of infancy vaccination practices in comparative law will be discussed. Furthermore, in the second part, the legislation regarding infancy vaccination practices

in Turkey and the position of the national and supranational judiciary will be examined. In the last part, the

refusal of the legal representative of the infant to consent to medical intervention will be analyzed in the

context of limiting or removing the right of custody on the basis of the best interests of the child.