UAK-2024, 23. Ulusal Astronomi Kongresi (TJAA, Special Issue, Yayınlanma Tarihi: 22.06.2025), İstanbul, Türkiye, 2 - 06 Eylül 2024, cilt.6, ss.209-216, (Tam Metin Bildiri)
Özet
Göktaşları Yer atmosferine girdikleri andan itibaren “kirlenmeye” ve taşıdıkları bilgiler eksilmeye başlamaktadır. Düştükleri yerlerde “bulaş” olma durumu da kaçınılmaz olmaktadır. Bulununcaya kadar ve sonrasında kirlilik ve bulaş yine devam etmektedir. Orijinal haline geri dönüşü olamayan kirlilik ve bulaşın modellenebilmesi için yüksek olasılıkla en temiz uzayda Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ) şartlarında ve en kirli de diyebileceğimiz yeryüzü şartlarında mesela toz örnekleri kullanılabilir. Bu amaçla, yeryüzü laboratuvarlarından (İÜ, İÜ-C, İBB, Acme-Kanada ve NASA) elde edilen Çanakkale göktaşı analiz sonuçlarının, UUİ’den elde edilenlerden farklı olup olmayacağının belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu çalışmada söz konusu amaç doğrultusunda, (1) UUİ uzay tozu ölçümü girişiminde bulunulmuş ve bunun bilgisi burada paylaşılmıştır. (2) İÜ Aziz Sancar Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü laboratuvarında farklı konumlarda 6 lam üzerinde 18 dikdörtgen alanda UUİ görevine uyumlu olarak 7 gün (168) saat süresince toz birikimine (model girdisi-1) ilişkin sonuçlar verilmiştir. Elde edilen bulgular seçilen sayım istasyonlarının birbirlerine göre büyük farklılıklarını ortaya koymuş ve ek olarak çevre ve kullanım şartlarına duyarlılığı göstermiştir. Sonuç olarak, göktaşları gibi hassas inceleme ve ölçümlemelerin iyi çevre koşulları altında ve kapalı mekanlarda yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca, toplanan tozların aynı sürede koruma altına alınarak bulaş (model girdisi-2) olup olmadıklarına ilişkin toz sayımları devam etmektedir. Sonuçlar, uzay tozu ölçümlerine ilişkin devam eden araştırmamızda, üzerinde durduğumuz göktaşlarının incelenmesinde ve yaşamın genetik araştırma ölçümlerinde Dünya’nın “kirleticilerini” orijinallerinden ayırmaya yönelik “güvenilirlik sınırlarının” belirlenmesinde yararlı olacaktır.
Abstract
As soon as meteors enter Earth’s atmosphere, they begin to undergo “contamination”, causing the information they carry to degrade. Their eventual “contamination” at the site where they land is unavoidable. Pollution and contamination persist both before and after it is found. To model pollution and contamination that cannot be reversed to their original state, dust samples can be utilized-for instance, those collected under the pristine conditions aboard the International Space Station (ISS) and those from the most polluted environments on Earth. The goal was to determine whether Çanakkale meteorite analysis results from Earth-based laboratories (IU, IU-C, IBB, Acme-Canada, and NASA) differ from those obtained under ISS conditions. For the purpose of this study, (1) an attempt was made to measure ISS space dust, which is reported here. (2) The results of dust accumulation (model input-1) in 18 rectangular areas across 6 slides, placed at different locations in the laboratory of IU Aziz Sancar Experimental Medicine Research Institute over 7 days (168 hours), in alignment with the ISS mission parameters, were presented. The findings demonstrated significant variations among the selected counting stations and highlighted their sensitivity to environmental and usage conditions. As a result, sensitive examinations and measurements, such as those involving meteorites, must be conducted under optimal environmental conditions and within closed spaces. In addition, dust counts are ongoing to assess whether the collected dust samples are contaminated (model input-2), by preserving them for the same duration. The results will be valuable for our ongoing research on space dust measurements, our focus on meteorite studies, and in establishing "reliability limits" for distinguishing Earth’s “pollutants” from original materials in genetic research related to life measurements.