Kamusal Alan, Kadın ve Hukuk


Yükselbaba Ü.

Diğer, ss.1-5, 2017

  • Yayın Türü: Diğer Yayınlar / Diğer
  • Basım Tarihi: 2017
  • Sayfa Sayıları: ss.1-5
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş

1980’lerin sonlarından itibaren “kamusal alan” toplumsal değişmeleri açıklama ve anlamada sıkça başvurulan bir standart olarak karşımıza çıkar.  Halen etkili bir şekilde siyaset, hukuk, yeni toplumsal hareketler gibi başlıklarda önemini koruyan kamusal alan kavramlaştırması özellikle üç muhalefet alanında geniş yer bulur. Birincisi toplumsal cinsiyet ve cinsellik: Özellikle özel alanın içinde yer alan üretim, çocuk bakımı, cinsel tercihler ve mahremiyet politikalarının düzenlenmesi konuları ve bunlara dair mücadeleler. İkincisi ırk ve etnik meseleler: 1980 sonrası neo-liberalizmle kamusal haklarda geri çekilme, etnik-ırkçı şiddetin yükselişi (faşist partilerin iktidara oynayabilmeleri de buna dâhildir), milliyetçilik, kimlik politikaları meseleleri. Üçüncü olarak da siyaset ve temsiliyet ilişkileri: Bu alanda küreselleşmenin etkileri, sosyal bilimlerdeki çok kültürlülük sorunu ve ulusal düzeyde yaşanan çatışmalar. Bu belirtilen sorunlar kamusal/özel ayrımının siyasal, ekonomik, toplumsal ve hukuksal olarak kendini sınırlar ve baskılar şeklinde var ettiği alanlara da işaret etmektedir. Kadının tanınma mücadelesinde kamusal/özel ayrımının kadınlar için ne anlama geldiği bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Hukuk var olan toplumsal düzenden, ekonomiden, siyasetten bağımsız ele alınamaz ve bunlardan bağımsız olarak ortaya çıkamaz. Bu noktada da hukukun kamusal/özel alan ayrımını veri kabul ederek hareket ettiğini, yasalarını buna göre biçimlendirdiğini görmekteyiz. Kamusal alan aslında farklılıkların çatıştığı ve bu çatışma ile kararların alındığı bir alan olması gerekir. Hukuk ise kadınların var olma mücadelesini yürüttüğü alanlardan biri olarak eşitliğin en somut tartışılabildiği cepheyi oluşturmaktadır. Hukukun sağladığı formel eşitlik gerekli, fakat yetersiz kalmaktadır. Yetersizliği eşitlik kavramının erkek üzerinden tanımlamasından kaynaklanır. Kadınların farklılığına yapılan vurgu, genellikle kadınların tümden dışlanmasını getirmektedir. Bu nedenle hukuk önünde eşitlik kadınlar için daha somutlaştırılarak düşünülmelidir. Hukuk alanında kadınlar lehine başarılar elde etmek tek başına amaç değildir; ama güçlü bir araçtır.