Hindiyye el-Uceymi (ö. 1798) ve İsa’nın Kutsal Kalbi Tapınımı


Tokay E.

1. Türkiye Dinler Tarihi Kongresi, Ankara, Türkiye, 29 - 30 Eylül 2023, ss.149-150

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.149-150
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Hindiyye el-Uceymi (ö. 1798) ve İsa’nın Kutsal Kalbi Tapınımı

Dr. Elif Tokay

 

Bu tebliğde, batı Katolik dünyasında ortaya çıkmasına rağmen, Lübnan’da ve Suriye’de etkili bir şekilde uygulanan İsa’nın Kutsal Kalbi tapınımı, Hindiyye el-Uceymi’nin hayatı ve Lübnan Maruni cemaatinde yarattığı çatışma açısından ele alınacaktır. Köken olarak orta çağ Katolik mistisizmine dayanan bu tapınım doğulu Katolik çevrelerde fazlaca materyalist (somut obje merkezli) olması açısından eleştirilmiştir. Tapınım İsa’nın beşeri kalbinin yaralı tasvirine (çoğu zaman heykel formunda olmak üzere) odaklanan tefekkür ve rabıta ile çeşitli duaların okunmasını içerir. İsa’nın Kutsal Kalbi’ne bağlılık 17. yüzyılda Eudistler tarafından Meryem’in Lekesiz Kalbi tapınımı ile birleştirilmiştir. Katolik dünyada Kutsal Kalp ismine adanan pek çok kiliseye, dini kuruluşa ve anıta rastlamak mümkündür. Zira bu tapınım Papalık tarafından onaylanmış ve benimsenmiş bir uygulamalar bütünüdür. Ancak Hindiyye’nin 1750’de kurduğu tarikat Papalık’ın yürüttüğü uzun süreli bir kontrol sürecinin ardından 1779’da kapatılmıştı. 

Hindiyye Maruni cemaat tarafından güçlü bir şekilde desteklenmişken esasında kendilerinden çokça etkilendiği Cizvitlerin sert eleştirilerine maruz kalmıştı. Ancak çok daha fazla sayıda kişi tarafından da hayranlıkla takip edilmişti. Cizvitlerden aldığı dini eğitim, küçüklüğünde ve gençliğinde bazı aile fertleri tarafından dışlanması, kadın-erkek ilişkisi konusunda yaşadığı tereddütler gibi pek çok neden Hindiyye’nin psikolojik durumunu etkilemiş olabilir. Ancak Bernard Heyberger’in işaret ettiği gibi Hindiyye vakasında esas dikkat çekici unsur orta doğulu bir toplumda bir kadının yaktığı ateşin hızla yayılması olmalıdır.

Hindiyye el-Uceymi’yi incelerken Halep’teki benzer bir hareketi (Kutsal Kalp’e Tapanlar) ve bu hareketle mücadele eden Melkit (Rum Katolik) Patrik Maksimos Mazlum III’ü (ö. 1855) de tanımış oluruz. Halep-Lübnan ekseninde Katolikleri Ortodokslardan ayıran somut nesne ve dini tecrübe merkezli dini pratikler üzerinde inceleme yaparken bu uygulamaların alternatiflerine de bakmak gerekmektedir. O zaman Suriye Ortodoksları arasında ahlakı güzelleştirmek, Tanrı’yı akılda ve kalpte isimleriyle zikretmek, gelenek büyüklerinin yolunu takip etmekten oluşan mutedil bir çizginin izlendiği görülecektir. Ortodokslukta hedeflenen, Hindiyye’nin iddia ettiği gibi İsa Mesih ile cismi bir birleşme değil fakat tek tek fertlerde bulunan logosu Logos’la birleştirmektir. Bu birleşme zihinde mi, kalpte mi yoksa ruhta mı gerçekleşir sorusunu yanıtlayabilmek için Ortodoks teolojisini ve geleneğini bütünüyle ele almak gerekir. Ortodoks gelenekte Tanrısallığı tecrübe etmenin ya da theosisin somatik bir boyutu vardır. 

 

Anahtar kelimeler: Kutsal kalp, Hindiyye el-Uceymi, Maruni, dini tecrübe, Melkit