Eating attitudes, body image satisfaction and self-esteem in Turkish adolescents.


Creative Commons License

YÜCEL B., Sertel berk Ö., İkiz T.

International Conference on Eating Disorders, Salzburg, Avusturya, 10 - 12 Haziran 2010, ss.64-65

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Salzburg
  • Basıldığı Ülke: Avusturya
  • Sayfa Sayıları: ss.64-65
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Batı ülkelerinde bozulmuş yeme davranışları ve zayıflık arzusunun ergenler arasında yaygın olduğu bilinmesine rağmen, gelişmekte olan ülkelerde bu konuyla ilgili veriler kısıtlıdır. Türkiye hızla gelişen bir ülkedir ve Türk ergenler Avrupa ve Asya değerlerinden etkilenmektedir. Özellikle genç Türk popülasyonunda yeme davranışlarındaki değişimi takip edebilmek için klinik dışı örneklemlerde gerçekleştirilecek çalışmalar ihtiyaç vardır.

 

Bu çalışmanın temel amacı Türk ergen grupta bozulmuş yeme tutum ve davranışlarını değerlendirmektir. 38 soruluk bir sosyo-demografik değerlendirme formu, Yeme Bozuklukları Değerlendirme Ölçeği (EDE-Q), Yeme Tutumu Testi (EAT-40), Beden İmgesi Memnuniyeti Anketi (BISQ) ve Rosenberg Benlik Değeri Skalası kullanılmıştır. Farklı sosyo-ekonomik düzeylerden, İstanbul'u temsil eden bir kaç orta okul ve liseden ortalama yaşları 15.52 (min-max=12-18, SD=1.88) olan 626 kız ve 299 erkek çalışmaya dahil edildi. Ergenlerin çoğu (%90) anne ve babalarıyla yaşıyordu. Annelerin çoğu (%47.4) ilkokul mezunuyken, babaların çoğu (%37.8)lise mezunuydu.

 

Ortalama BKİ 20.90 (SD=3.38)'dı. Sadece 11 kız (%1.8) ve 4 erkek (%1.3) için BKİ>30 iken, 84 kız (%14) ve 29 erkek (%10) için BKİ<17.5 (p<0.05) idi. BKİ kategorilerinin, beden imgesi memnuniyetsizliği, zayıflık arzusu, bozulmuş yeme tutumunun bir fonksiyonu olarak kız ve erkeklerin sıklık dağılımları farklılaşmakta idi. Karşılaştırmalı sonuçlar kız ve erkekler arasında SES açısından anlamlı bir fark göstermezken,  BKİ, EDE-Q toplam ve alt-ölçekler, EAT-40 ve BISQ skorlarının cinsiyetin bir fonksiyonu olarak farklılaştığını göstermektedir. SES'e göre düşük benlik saygısı skorları olan kişiler, tüm alt ölçeklerde ve toplam EDE-Q da yüksek skorlar almışlardı.

 

 

Bu çalışma bozulmuş yeme tutumu ve davranışlarının özellikle  pek çok Türk kız  lise öğrencisi arasında bulunduğuna işaret etmektedir. Bu veriler, ergen kızların yeme bozuklukları açısından taranması ve bu grup için birincil ve ikincil müdahalelerin hedeflenmesi gerektiğini düşündürmektedir.

 

 

Although it has been known that disordered eating attitudes and drive for thinness are prevalent among adolescents in Western countries, the data about this issue from developing countries are more limited. Turkey is a rapid- developing country and Turkish adolescents are influenced by European and Asian values. To be able to follow the differentiations of eating behaviors, particularly in young Turkish population, the studies conducted in non-clinical samples are needed.

The main purpose of this study was to examine the disordered eating attitudes and behaviors in Turkish adolescents. A socio-demographic evaluation form 38 questions, EDE-Q, Eating Attitudes Test (EAT-40), Body Image Satisfaction Questionnaire (BISQ) and Rosenberg Self-Esteem Scale (SES) were used.

626 girls and 299 boys with a mean age of 15.52 (min-max=12-18, SD=1.88) were recruited from several secondary and high schools in İstanbul representing the different socioeconomical levels. Most adolescents (90%) lived with both parents. Fathers were mostly (37.8 %) high school graduates whereas mothers were mostly (47.4%) primary school graduates.

 

Mean BMI was 20.90 (SD=3.38).  84 girls (14 %) and 29 boys (10 %) had BMI<17.5, whereas only 11 girls(1.8 %) and 4 boys (1.3%) had BMI>30 (p<0.05). Frequency distributions of boys and girls differed as a function of BMI (body mass index) categories, body image dissatisfaction, drive for thinness, disordered eating attitude. Comparative results showed that BMI, EDE-Q total and subscales, EAT-40, and BISQ scores changed as a function of gender, whereas no significant difference was observed between boys ang girls in terms of SES. Those who had low self-esteem according to SES scored higher in all subscales of and total EDE-Q.

 

Present study indicates that disordered eating attitudes and behaviors are present in many Turkish high schools, particularly in girls. These data suggest that adolescent girls should be screened for eating disturbances and should be targetted for primary and secondary preventive interventions.