I. Ulusal PEMKON Konferansı, İstanbul, Türkiye, 23 - 25 Mayıs 2016, ss.47-58
Bir toplumun kültürel özelliklerini ve kimliğini direkt olarak yansıtan ve
aynı zamanda kültürünün en önemli temel bileşenleri olan mimarisi ve
çevresidir. Dünya var olduğundan itibaren var olan bahçe kavramı insanın
ve ait olduğu toplumun yaşadığı fiziki çevre ve doğa ile kurduğu ilişkiyi,
yaşam kültürünü anlayabilmemizi sağlayan çevresidir. Bahçeler bulunan
doğal(bitkisel) ve yapay(yapısal) öğeleri ile somut, taşıdığı felsefe ve
hissettirdiği duygular ile soyut mekanlardır. Türklerde 10. yüzyıldan
itibaren kendini göstermeye başlayan bahçe kavramı bazen kısa bazen
uzun süreli bazen de kalıcı eserler bıraktıracak kadar etkili olan farklı
akımlardan etkilenerek günümüze kadar ulaşmıştır. Türk bahçeleri,
Türklerin yaşam biçiminin ve kültürel birikimlerinin tarihsel süreç içerisinde
mekâna yansımasının en güzel örneklerini oluşturmaktadır. Türk bahçe
kültürü konut ile bahçenin bir bütün olarak düşünüldüğü, iç ve dış mekanın
kaynaştığı yani bahçenin konutun bir bölümü, açık odası olarak görüldüğü
bir anlayışa sahiptir. Konutun biçimlenmesinde etkili olan bu bahçeler
gerek yapısal öğelerde gerekse bitkisel düzenlemelerde mütevazı ölçek
ve son derece yalın bir karakterde olup, içerisinde oturma, dinlenme,
eğlenme ve yemek yeme gibi birçok aktivitenin yapılmasına olanak
sağlayan mekânsal çeşitliliğe sahip, suyun vazgeçilmez bir bahçe öğesi
olarak yer aldığı, iç ve dış mekân kaynaşmasının görüldüğü ve içinde
yaşanılabilirliğin olduğu bir düzen içerisindedir. Ülkemizde yapıldıkları
dönemlerin kültürel ve tarihsel birikimlerini günümüze yansıtan, yöresel
özellikler taşıyan, birçok özgün sivil mimari örneği bulunmaktadır. Bu
örneklerin başında geleneksel konutlar yer almaktadır. Özellikle
geleneksel konutlar ve bahçeleri geçmiş yaşamımızın izlerini bugüne
taşıyan en önemli kültürel miraslarımızdır. Bu bakımdan kültürlerin
nesiller boyunca aktarılmasında da geleneksel konutların ve bahçelerin
yeri çok önemlidir. Bu doğrultuda Türk bahçe kültürünün izlerinin farklı
birçok tarihsel döneme tanıklı etmiş, oldukça zengin bir kültürel geçmişe
sahip bir kent olan Edirne’nin geleneksel konutlarına ait bahçelerde
aranması amaçlanmıştır. Türk bahçe kültürü ve bahçelerin genel
özelliklerinden yola çıkarak, bu çalışmada Türk bahçe kültürünün mimari
yapı ile bütünleşen bahçe kavramından yani konut bahçelerinde iç bahçe
fikri esas alınmıştır. Çalışma Edirne’nin kentsel sit alanı içerisinde yer alan
Kaleiçi Semti’nde bulunan 20. Yüzyılın başlarında yapılmış olan 5 tescilli
geleneksel Edirne konut örneği üzerinden yürütülmüştür. Çalışmada
örnek konut bahçelerinin rölövelerinin çıkartılarak; yapısal ve bitkisel
peyzaj öğelerinin, konut ve bahçe mekan kurgularının, bahçelerin
Oturum 1. Bahçe ve Bahçe Kültürü 23 – 25 Mayıs 2016
48
kullanım amaçlarının tespit edildiği bir yöntem izlenmiştir. Tespitlerde
bahçelerin vaziyet planları, kesitleri ve görsel analizlerden
yararlanılmıştır. Materyal olarak 1/1000 ölçekli Edirne Uygulama İmar
Planı ve konutlara ait literatür bilgileri kullanılmıştır. Sonuç olarak
incelenen örneklerin Türk bahçe kültürünü ne derece yansıtıp,
yansıtmadığı ve özgün değerlerini koruyup, koruyamadıkları ortaya
konmuştur. Ayrıca bahçelerin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına ilişkin
çeşitli öneriler getirilmiştir. Bu öneriler kültürel mirasımızın özgün ve
somut örnekleri olan bu bahçelerin gelecek nesillere korunarak
aktarılmasında, Türk bahçe kültürünün yaşatılmasında, geliştirilmesinde
ve diğer geleneksel konutların bahçelerinin de bu anlayış kapsamında
oluşturulmasında örnek olabilmesi açısından önemlidir. Ayrıca bu
bahçelerin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması Türk kültürü
bilincinin de gelecek kuşaklara aktarılmasını dolaylı olarak sağlayacaktır.