darulfunun ilahiyat, sa.30, ss.67-91, 2019 (Hakemli Dergi)
İslam medeniyetinin kitâbiyatı üzerine önemli çalışmalar kaleme alan Fuat Sezgin, İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları
Enstitüsü’ndeki eğitimini 1947 yılında Arap ve İran Filolojisi bölümünde hazırladığı “Bedî‘ İlminin Tekamülü ve İstanbul
Kütüphanelerinde Bulunan Bedîiyyelere Ait Yazmalar Kataloğu” başlıklı tezi ile tamamlamıştır. Sezgin, teze başlarken bedîiyye
türünü incelemeyi ve İstanbul yazma eser kütüphanelerinde yer alan bedîiyyâtın kataloğunu çıkarmayı amaçlamıştır ancak
çalışması esnasında izah etmeyi zaruret addettiği; beyân ilminin Câhiz’la (ö. 255/869) başlatılması, İbnü’l-Mu‛tez’in (ö.
296/908) zikrettiği bedî‘ nevilerinde ani bir artışın bulunması, Kudâme b. Ca‛fer’in (ö. 337/948) Nakdü’ş-şiʿr’inde kendisini
bu alanda eser telif edenlerin ilki olarak zikretmesi gibi bir takım meselelerle karşılaşmıştır. Bu meselelerden yola çıkarak
özelde bedî‘ ilminin genel olarak ise belâgatın doğuşu ve gelişimi hakkında hâlihazırda da canlılığını sürdüren tartışmalara
dâhil olmuştur. İbnü’l-Mu‛tez’in Kitabu’l-bedî‘i ile bir disiplin olarak ortaya çıktığı kabul edilen bedî‘ ilminin menşeinde
Yunan felsefesinin tesirinin olduğu hususunda modern dönemde tartışmalar cereyan etmiştir. Kitâbu’l-bedî‘nin telif edilme
sürecinden yola çıkarak yaptığı tetkiklerle bedî‘ ilminin tarihini iki safhaya ayıran Fuat Sezgin, İbnü’l-Mu‛tez’in kitabının
bölümleri arasında bir ayrıma gitmiş ve kitabın ikinci bölümünü Aristo’nun Rhetorica’sından (Kitâbü’l-Hatâbe) istifade ederek
telif ettiği kanaatine varmıştır. Bu kanaatini İbnü’l-Mu‛tez’in çağdaşı olan Kudâme b. Ca‛fer’in Nakdü’ş-şiʿr’inde de Aristo
etkisinin açıkça tespit edilebilir olmasıyla desteklemiştir. Bu çalışmada ise Fuat Sezgin’in bedî‘ sanatlarının tarihçesine yönelik
söz konusu tespitlerini ve argümantasyonunu analiz edilmeye çalışılacaktır.
Fuat Sezgin, who wrote important studies on Islamic literature, completed his education at the Istanbul University
Institute of Oriental Studies with his dissertation titled “Bedî‘ İlminin Tekamülü ve İstanbul Kütüphanelerinde Bulunan
Bediiyyelere Ait Yazmalar Kataloğu” in 1947. Sezgin aimed to examine the genre of badîiyyah and to produce a catalog
of badîiyyât in Istanbul manuscript libraries. Moreover, he considers it necessary to explain in his work the following: the
beginning of rhetoric (al-balagha) with Jahiz (d. 255/869), the sudden increase in rhetorical forms used by Ibn al-Mu‘tazz
(d. 296/908), and Qudâma b. Ja’fer’s (d. 337/948) acceptance of himself in this field as the first author. Based on these
issues, he has already been involved in debates regarding the origins and development of rhetoric. In the modern period,
there has been a debate on the influence of Greek philosophy on the origins of rhetoric, which is accepted as a discipline
with the book of Ibn al-Mu‘tazz called Kitab al-Badi. Fuat Sezgin, who divides the history of al-badi into two phases with
the examinations he made based on the writing process of Kitab al-Badi, made a distinction between the chapters of Ibn
al-Mu‘tazz. Sezgin concluded that İbn al-Mu’tazz was influenced by Aristotle in the second part of the book. He supported this conviction with the detectable Aristotle effect in Qudâma, a contemporary of Ibn al-Mu‘tazz. In this study,
Fuat Sezgin’s findings and argumentation about the history of the rhetorical arts will be analyzed.