İlâhiyât Yayınevi, Ankara, 2022
Kur’ân-ı Kerîm,
içinde birçok ilmî disiplini barındırmaktadır. Bunlardan biri de Kur’ân-ı Kerîm
tilâvetidir.
Hz. Peygamber (sav.), Kur’ân’ı, güzel
ses ve makam ile okumayı övmüştür. Kāriler, bu övgüye mazhar olabilmek ve
Kur’ân’ı, gönüllerde hissettirebilmek için, tilâveti, sanat boyutuna
taşımışlardır. Mûsikîşinas kāriler, zaman içerisinde bulundukları coğrafyaların
etkisiyle kendilerine özgü tilâvet tavrı oluşturmuşlardır. Bu tavırlar
içerisinde en yaygın olarak kullanılan tavırlar, İstanbul ve Arap tavrıdır.
Çalışmamızın birinci bölümünde
kavramsal çerçeve kapsamında kırâat, tilâvet, tecvid ve tavır, üslup kavramları
incelenmiştir. İkinci bölümde mûsikî ilmi ve kırâat ilimlerinin tarihsel süreci
ele alınmıştır. Üçüncü bölümde İslam’da mûsikînin ilmî dayanağı incelenerek
kutsal kitaplar ve mûsikî ilişkisi üzerinde durulmuştur. Dördüncü bölümde XX.
yüzyılda yaşamış mûsikişinas Türk ve Arap kārilerin hayatları kısaca
anlatılmıştır. Beşinci ve son bölümde Kur’ân kırâatinde en çok kullanılan İstanbul
ve Arap tavırları incelenmiş, alanın uzmanları ile yapılan görüşmeler
neticesinde belirlenen kārilerden tespit edilen aşr-ı şerîfler notaya alınarak
geçki analizleri gösterilmiştir. Notalar ve geçkiler, İstanbul ve Arap tavrı
Kur’ân kırâatine örnek notasyon olarak çalışılmıştır.