journal of contemporary medicine, vol.10, no.1, pp.18-22, 2019 (Peer-Reviewed Journal)
Amaç: Bu çalışmada, plasenta previa (PP) olgularında maternal sosyodemografik özelliklerin, obstetrik risk faktörlerin ve perinatal sonuçların
değerlendirilmesini amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Çalışmada Ocak 2013Kasım 2017 tarihleri arasında
kliniğimizde takip edilen 71 PP olgusu retrospektif olarak incelendi.
Olguların obstetrik öyküleri, prepartum ve postpartum hemoglobin
değerleri, kan transfüzyon ihtiyacı, 1. ve 5. dakika apgar skorları,
kanama kontrolünü sağlamak amacıyla yapılan cerrahi manevralar,
plasental invazyon bulgusu, intrauterin ölü fetus ve neonatal ölüm
gibi komplikasyonlar incelendi.
Bulgular: Değerlendirilen 71 PP olgusunun %19,7 (n=14)’sini nullipar
kadınlar oluştururken, %22,5 (n=16)’ini daha önce 1 kez, %42,3
(n=30)’ünü 2 kez, %15,5 (n=11)’ini üç veya daha fazla sayıda doğum
yapmış kadınlar oluşturuyordu. Olguların %53,5 (n=38)’inin önceden
sezaryen öyküsü yoktu, %45 (n=32)’inin geçirilmiş 1 ve 2 sezaryen
öyküsü, %1,5 (n=1)’ünün üç sezaryen öyküsü vardı. Ortalama bebek
doğum ağırlığı 2749.79±777.38 gr (980 gr -4680 gr), 1. ve 5. dakika
apgar skorları sırası ile 7.31±1.39 ve 8.24±1.33 olarak tespit edildi.
İnvazyon bulguları nedeniyle 9 olguya peripartum histerektomi
uygulandı. On üç olguya perioperatif, sekiz olguya postoperatif kan
transfüzyonu yapıldı.
Sonuç: PP, hem erken doğum ve buna bağlı yenidoğan sorunları
hem de plasental invazyon anomalileri ve maternal kanama nedeni
ile günümüzde neonatal ve maternal morbidite ve mortalitenin
önemli nedenleri arasındadır. Optimal sonuç elde edebilmek için
PP’den şüphelenildiğinde ve antenatal dönemde tanı konulduğunda
peripartum histerektomi ve uterin devaskülarizasyon manevraları
konusunda tecrübeli ve oluşabilecek komplikasyonlara müdahale
edebilecek deneyimli cerrahların bulunduğu ve kan ürünlerinin
temin edilebileceği üçüncü basamak merkezlerde operasyonların
yapılmasında fayda vardır.