59. Ulusal Nöroloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 13 - 18 Aralık 2023, ss.109
Amaç: Otoimmün ensefalopati/ensefalitler (OE) son yıllarda giderek daha fazla önem kazanmaya başlayan, oldukça farklı nörolojik bulgular ile seyreden ve geniş bir spektruma sahip antikorlara bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalıktır. Çalışmamızda, OE ile ilişkili olarak izlenen uyku bozukluklarının varlığı ve hastalık seyri ile ilişkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ulusal çok merkezli çalışmamızda, son bir yıl içinde başvuran ve OE tanısı alan hastaların klinik özellikleri gözden geçirildi, hastaların uyku şikayetlerine yönelik sorgulamaları yapıldı ve polisomnografik incelemesi (PSG) yapılan hastalarda PSG parametreleri gözden geçirildi.
Bulgular: Çalışmamızda toplam 142 hasta (76 kadın, %53,5 ve ortalama yaş 45,3+20,1 yıl [10-81 yıl]) OE ön tanısı ile sorgulandı. Hastaların %59,9’unda ensefalopati, %54,9’unda kognitif problemler, %43’ünde epileptik nöbetler, %59,2’sinde psikiyatrik/psikotik bulgular, %5,6’sınde katatoni, %16,9’unda hareket bozuklukları, %19’unda otonom bulgular ve % 20,4’ünde endokrin bozukluklar mevcuttu. Uyku ile ilişkili şikayetler 110 hastada (%77,4) sorgulanabildi; buna göre hastaların %48,2’sinde insomni, %28,2’sinde gündüz aşırı uykululuk, %12,8’inde REM uykusu davranış bozukluğu (RDB), %6,4’ünde onereik stupor, %13,8’inde uyku apnesi ve %9,2’sinde huzursuz bacaklar sendromu (HBS) mevcuttu. Hastaların 83’ünde (%58,5) serum ve/veya BOS’ta antikor saptandı: %43,4’ünde anti-NMDAR, %33,7’sinde anti-LGI-1/CASPR2, %6’sinde anti-GAD, %6’sında anti-GABA-B, %4,8’inde anti-VGKC, %3,6’sında anti-IgLON5, %1,2’sinde anti-Ri ve %1,2’sinde anti-Hu antikorları saptandı. Hastalarda intravenöz metilprenizolon, intravenöz immünoglobülin, plazmaferez ve immün baskılayıcı tedaviler farklı süre, doz ve kombinasyonlarda kullanıldı. Hastaların ortalama takip süresi 19,8+22,4 ay olarak hesaplandı. Takiplerde 5 hastanın (%3,5) exitus olduğu, 17 hastada ise (%12) hiç fayda görülmediği izlendi. Fayda gören grupta, 47 hastada (%69,1) kısmi, 43 hastada (%30,3) tam fayda izlendi. Maksimum modifiye Rankin skoru (mRS) 2,6+1,2 puan, hastaların son kontroldeki ortalama mRS puanları ise 1,5+1,4 puan olarak hesaplandı. Antikor(+) olan hastalar, anti-NMDAR antikoru(+) olanlar, anti-LGI-1/CASPR2 antikoru(+) olanlar ve diğerleri şeklinde 3 grupta incelendi. Anti-NMDAR antikoru(+) olanların %50’si erkek, anti-LGI-1/CASPR2 antikoru(+) olanların %60,7’si erkek, diğer grubun ise %40’ının erkek olduğu görüldü (p=0,117). Anti-NMDAR antikoru(+) olan hastaların ortalama yaşı 37,4+18,2 yıl, anti-LGI-1/CASPR2 antikoru(+) olan hastaların 46,0+20,2 yıl ve diğer grubun yaş ortalaması 50,2+20,2 yıl idi (p=0,027). Uyku ile ilişkili şikayetler değerlendirildiğinde insomni %44,4, %48,1 ve %77,8 (p=0,048); gündüz aşırı uykululuk %30,6, %25,9 ve %38,9 (p=0,653); RDB %5,6, %22,2 ve %27,8 (p=0,049);onereik stupor %8,3, %7,4 ve %11,1 (p=0,678); uyku apnesi %5,6, %25,9 ve %16,7 (p=0,068) ve HBS %5,6, %14,8 ve %11,1 (p=0,457) oranında mevcuttu. PSG parametreleri açısından incelendiğinde uyku etkinliği ve periyodik ekstremite hareketleri indeksi (PEHİ) gruplar arasında anlamlı farklılık gösterdi, diğer PSG parametreleri anlamlı farklı değildi. Uyku etkinliği anti-NMDAR antikoru(+) olanlarda 77,0+11,8 dk, anti-LGI-1/CASPR2 antikoru(+) olanlarda 69,5+20,9 dk, diğer grupta ise 55,9+14,8 dk (p=0,044); PEHİ ise sırasıyla 8,7+9,5/sa, 24,6+22,2/sa ve 2,5+3,7/sa idi (p=0,045). Anti-NMDAR antikoru(+) olan hastaların 1’inde (%14,3), anti-LGI-1/CASPR2 antikoru(+) olanların 9’unda (%37,5), diğer grupta ise 3 hastada (%50) atonisiz REM uykusu mevcuttu (p=0,232). Tedaviden tam fayda oranları anti-NMDAR antikoru(+) grupta %59,4, anti-LGI-1/CASPR2 antikoru(+) olan grupta %37,0, diğer grupta ise %36,8 idi (p=0,087); exitus olan 5 hastanın 1’i anti-NMDAR antikor(+) olan grupta, 1’i anti-LGI-1/CASPR2 antikoru(+) olan grupta, 3’ü ise diğer grupta yer aldı. Maksimum ve son kontroldeki ortalama mRS puanları gruplar arasında anlamlı farklılık göstermedi (p=0,866 ve p=0,704). Antikor(+) olan tüm grupta uyku şikayetlerinin varlığı ile prognoz karşılaştırıldığında, en yüksek oranda tam fayda gören grupta insomni (p=0,020) ve uyku apnesi (p=0,032) daha sık iken, fayda görmeyen grupta ise gündüz aşırı uykululuk şikayetleri (p=0,033), RDB ve onereik stupor (p=0,001) daha sıktı. HBS varlığı anlamlı farklılık göstermemekle birlikte, fayda gören grupta daha sık olduğu görüldü (p=0,310). PSG parametreleri ile fayda oranları arasında anlamlı farklılık saptanamadı.
Sonuç: Çalışmamızda, uyku ile ilişkili şikayetlerin, OE hastalarında genel popülasyondan çok daha yüksek sıklıkta olduğu görülmüştür. İnsomni ve gündüz aşırı uykululuk sıklığı NMDAR antikor(+) ve anti-LGI-1/CASPR2 antikor(+) olanlar arasında benzerdi; RDB ise anti-LGI-1/CASPR2 antikor(+) olanlarda daha sıktı. Anti-LGI-1/CASPR2 antikoru(+) olanlarda ise PSG’de PEHİ anlamlı düzeyde yüksekti. Gündüz aşırı uykululuk şikayetleri, RDB ve onereik stupor olan hastalarda fayda görme oranı anlamlı olarak daha düşüktü.