Amaç: Doğumsal brakial pleksus paralizisi sonrası gelişen önkol supinasyon deformitesi, hem fonksiyonelliği hem de görünümü olumsuz yönde etkileyen ciddi sekellerden biridir. Supinasyon deformitesinin erken evrelerinin tedavisinde yumuşak doku girişimleri kullanılırken, geç dönemde kemik girişimlerine ihtiyaç duyulur. Bu çalışmada farklı evrelerdeki önkol supinasyon deformitelerinin restorasyonu için kullanılan yöntemler ve sonuçları incelenmiştir . Hastalar ve Yöntem: Önkol supinasyon deformitesinin restorasyonu amacıyla opere edilen toplam 43 çocuk (ortalama yaş 8.2) çalışmaya dahil edildi. Bu hastalardan 18 tanesine yumuşak doku girişimleri, 25 tanesine kemik girişimleri uygulandı.Yumuşak doku girişimi olarak 14 hastada ise brakioradialis reroutingpronatoplasti, 4 hastada biseps re-routingprosedürü; kemik girişimleri olarak 10 hastada radius rotasyon osteotomisi, 11 hastada radius başı eksizyonuve 9 hastada distalradio-ulnarsinositoz tercih edildi. Tüm hastaların ameliyat öncesi ve sonrası aktif ve pasif önkol supinasyon ve pronasyon dereceleri goniometrik olarak ölçüldü. Bulgular: Brakioradialis rerouting pronatoplasti ve biceps rerouting tekniği için ameliyat öncesi ve sonrası ortalama aktif pronasyon açısı sırasıyla-32,8°’den 30,7°’ye ve -40°’den 42,5°’ye yükselmiştir. Radius rotasyon osteotomisi, radius başı eksizyonuve distalradioulnarsinostozyapılan hastaların ameliyat öncesi ve sonrası aktif pronasyon açıları sırasıyla; -70°’den -4°’ye, -53°’den 43°’ye, -80°’den-19°’ye ilerlemiştir . Sonuç: Doğumsal brakial pleksus paralizisinin geç dönem önkol sekellerinden olan supinasyon deformitesinin tedavisinde kullanılan gerek yumuşak doku gerekse de kemiğe yönelik palyatif cerrahi girişimler ile tatmin edici düzeyde fonksiyonel ve postüral düz elme elde edilebilmektedir .
Aim: Forearm supination deformity is a serious sequela of brachial plexus birth palsy(BPBP) that affects both functionality and apperance. In the early phase, soft tissue procedures are preferred whereas bone procedures are preferred in the late phase. In this study, the techniques of forearm supination deformity restoration and their results were evaluated. Patients and Methods: Forty three children (mean age of 8.2 years) were included in the study. Eighteen patients had soft tissue procedures and 25 patients had bone pr ocedures. For soft tissue procedures, 14 patients had bracioradialis re-routing pronatorplasty and 4 patients had biceps re-routing procedures. For bone procedures, 10 patients had radius rotation osteotomies, 11 patients had radial head excisions and 9 patients had distal radio-ulnar synostosis. Preoperative and postoperative active and passive forearm supination and pronation degrees were measured goniometrically . Results: The mean preoperative and postoperative active pronation degrees for brachioradialis re-routing pronatorplasty and biceps re-routing changed from -32.8° to 30.7° and from -40° to 42.5° respectively. The mean preoperative and postoperative active pronation degrees for radius rotation osteotomy, radial head excision and distal radio-ulnar synostosis changed from -70° to -4° and from -53° to 43° and -80° to -19° respectively . Conclusion: Satisfactory functional and postural improvements may be obtained with palliative surgeries that involve either the soft tissue or the bone in the setting of forearm supination deformities that are late sequelae of BPBP.