COVID-19 Sonrası Emboli Şüphesi Olan Hastalarda Yapılan Akciğer Perfüzyon Sintigrafisi Bulgularının Değerlendirilmesi


Creative Commons License

Oflas M., Işık E. G., Kıran M. Y., Denizmen D., Erelel M., Özkan Z. G.

33. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi, İstanbul, Türkiye, 28 - 29 Mayıs 2021, ss.1-2

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-2
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: COVID-19 öyküsü bulunan hastalarda takiplerde gelişen pulmoner emboli (PE) şüphesi ile çekilmiş akciğer perfüzyon sintigrafisinde, perfüzyon defektlerinin varlığını ve dağılımını  değerlendirmeyi amaçladık. 

Yöntem: Ağustos’20-Şubat’21 tarihleri arasında PE şüphesiyle akciğer perfüzyon sintigrafisi çekilen ve geçirilmiş COVID-19 enfeksiyonu öyküsü olan hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastaların semptomları, D-dimer değerleri, anti-koagülan kullanımı ve hastane yatış öyküsü değerlendirildi. Sintigrafide PE ile uyumlu perfüzyon defekti saptanan hastalarda, defektlerin her iki akciğerde loblara göre dağılımı belirlendi. Defektler küçük subsegmenter, subsegmenter, segmenter olarak gruplandırılarak her iki akciğerdeki dağılımı saptandı. COVID-19(+) liğinin, perfüzyon defektlerinin sayı, lokalizasyon ve yaygınlığına etkisini değerlendirme amacı ile COVID-19 geçirmemiş ancak PE pozitif olan bir kontrol grubu oluşturuldu (n=35). Her iki grup arasında PE dağılımındaki farklılık araştırıldı (SPSS versiyon 22.0). 

Bulgular: Çalışmaya 27’si erkek, 36’sı kadın toplam 63 hasta dahil edildi (ortalama (ort.)yaş:57{21-89}). Hastaların 22’sinde(%34,9) PE saptanırken, 41’inde(%65,1) PE saptanmadı. Hastaların (n=63) 22’si ciddi COVID(+) nedeniyle hastanede yatarak tedavi görürken bunların 9’u PE pozitif hasta grubundaydı. Sintigrafi çekimi esnasında 3’ünde nefes darlığı, 3’ünde öksürük mevcuttu. Hastaların 41’i ayaktan tedavi almış olup bunların 13’ü PE pozitif hasta grubundaydı. Sintigrafi çekimi sırasında 5’inde nefes darlığı, 4’ünde öksürük mevcuttu. Hastaların ort.D-Dimer değeri 1550,3 (190-11070) iken PE (+) ve PE(-) hastalarda ort. D-Dimer değerleri sırasıyla 2223,5 ve 1179,9 idi. İki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı(p:0,431). PE saptanan hastaların 7’sinde sadece sağ (%31,81), 1’inde sadece sol (%4,55), 14’ünde ise (%63,64) bilateral akciğerde perfüzyon defekti gözlendi. Loblara ve perfüzyon defekt büyüklüklerine göre dağılım Tablo 1 ve 2’de verilmiştir. Kontrol grubu ile COVID-19(+) PE geçiren hasta gruplarında PE’nin loblara göre dağılımında anlamlı farklılık saptanmadı (p:0,556), ancak COVİD-19(+) hastalarda sağ akciğer ve orta lobda daha sık şekilde perfüzyon defekti görüldü.  

Sonuç: 

COVID-19 enfeksiyonunda yüksek morbidite ve mortaliteye neden olan  yaygın endotel hasarı sonucu gelişen durumlardan biri de PE’dir. Akciğerlerdeki endotel hasarı ile birlikte trombin salınımında artış ve fibrinoliz salınımında azalma ve buna bağlı hiperkoagulasyona eğilim oluşmaktadır. Proflaktik anti-koagulan tedaviye rağmen takipte hastaların PE riskinin devam ettiği gözlenmektedir. D-dimer yüksekliği bulunan PE açısından şüpheli hastalarda her zaman klinik bulgu olmasa da akciğer perfüzyon sintigrafisinde emboli saptanabilmektedir. Bu sebeple COVID-19 enfeksiyonu sonrasında PE şüphesi bulunan hastalarda sintigrafinin yaygın kullanımının hastalarda doğru tanı ve tedaviye yol göstereceği düşünülmektedir.