19. Yüzyılda İngiltere'nin Hint-Bengal Medrese Sistemine Etkisi: Lord Macaulay Eğitim Politikası


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edebiyat Fakültesi Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ABDULLAH AL MAMUN

Danışman: Ali Fuat Örenç

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Bu tezde, 19. Yüzyıl boyunca Hint-Bengal İslami eğitim sistemine İngilizlerin etkisi, özellikle hangi faktörlerin eğitim sisteminin sekülerleşmesine tesir ettiği üzerinde durulmaya ve analizler yapılmaya çalışılmıştır. Eğitim, diğer İslam ülkelerinde olduğu Hint Müslümanlarının da merkez noktasıydı. Bengal ise Hint-İslam medeniyetinin çok önemli bir parçasıydı. Bu önem aslında Bengal'in sosyo-ekonomik ve kültürel pozisyonundan kaynaklanıyordu. Bengal'e gelen çok sayıdaki Arap, Türk ve Farslı ulema, bölgedeki medreselerde eğitim sisteminin gelişmesini sağladı. Bu canlı dini hayat, 18. Yüzyılın ortalarında İngilizlerin bölgeye müdahale etmesine kadar devam etti. Ticaret amacıyla Bengal'e gelen İngilizlerin sloganı "Para dünyanın ikinci Tanrısıdır" idi. Ticaret maksadıyla Bengal'e adım atan İngilizler, hızla bu bölgede siyasi otorite kurdu. Oluşturdukları ticari kolonizasyonları devam ettirmek amacıyla da sosyo-ekonomik ve kültürel koşulları etkilemeye başladılar. Bu etkileşimin en önemli unsurunu kuşkusuz eğitim oluşturmaktaydı. Nitekim Bengal'de direniş yaşanmaması, yani rıza ile tesliminin sağlanması ve ekonomik menfaatlerin devamı için 19. Yüzyıl başlarından itibaren yeni bir eğitim sistemi oluşturuldu. 1813'te oluşturulan ilk eğitim politikası ve daha sonra 1835'te tatbik edilen Lord Macaulay'nın müfredat programı ile eğitimin amacı netleştirilmiştir. 1835 müfredat programının amacı yerel halktan İngiliz yanlısı bir grup yetiştirmek, İngilizcenin ve dolayısıyla Batı edebiyatının yayılmasını sağlamaktı. Bu program 1854'de Hindistan Denetleme Kurulu Başkanı Charles Wood'un politikasıyla ilerleme kaydetmiştir. Bu İngiliz müfredat programları doğal olarak Hint-Bengal Müslümanlarının kültür ve düşünce anlayışını etkiledi. İngilizler çok ağır vergiler koyarak ve vakıf mallarını (Lakhiraj) kontrol altında tutarak eğitimin ana omurgasını da bozdular. Buna rağmen Bengal Müslümanlarının büyük bir kısmı, İngiliz dili ve kültürüne karşı direnmeye çalıştı. Bu muhalif grup, İngiliz eğitim sisteminin öğrencilere Hristiyanlık düşüncesini aktarmasından endişe ediliyordu. Ayrıca yeni kurulan seküler kurumlar, bölgedeki Hindular için adeta bir Rönesans gibi yarar sağladı ve devletin önemli pozisyonlarına gelmelerinin önünü açtı. Bu imkânlardan mahrum kalan Müslümanlarda ise gerileme başladı. Ortaya çıkan bu durum İngilizlerin 'böl ve yönet' anlayışının gerçekleştirmesine yardımcı oldu. Bölgeye gelen misyonerlerin açtıkları yüksekokulların kalitesi popüler olmalarını sağladı. Bu büyük başarının kaynağı Hindular ve bu sisteme sempati duyan bazı Müslümanlardı. İlerleyen dönemde Bengal'den Londra'ya öğrenci gönderilmesi, İngilizlerin uluslararası öğrenci politikasının başarılı bir ayağını oluşturdu. Londra'dan dönen ve devletin önemli mevkilerine gelenler, İngiliz politikalarına sıcak baktı. Bütün bu süreç boyunca İngiliz destekli seküler eğitim kurumları popüler olurken, bu duruma muhalif olan Müslümanlar devletin herhangi bir yardımının olmadığı yeni dini hareketleri oluşturdular.