Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2023
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: KHEIREDDINE SAIDI
Danışman: Ali Fuat Örenç
Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
Özet:
Bu Doktora tezinde, Fransa'nın Cezayir'i işgali sürecinin başladığı 1827 yılından, sorunun askeri boyutunun sona erdiği 1848 yılına kadar gerçekleşen siyasi hadiseler ve diplomatik müzakereler ile yapılan antlaşmalar ele alınmıştır. Çalışmamızda öncelikle Fransa'nın Cezayir'i işgal etme amaçları ile bu uğurda yaptıkları siyasi ve askeri hazırlıklara değinilmiştir. Ardından 1827'de ablukanın ve 1830'da da işgalin başlaması ile önce Cezayir'de, akabinde Paris'te ve İstanbul'da gerçekleşen yoğun diplomatik gündem ele alınmıştır. Bu arada Cezayir'in işgali ve ilhakı süreçlerinde öne sürülen ve içinde Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa'nın da bulunduğu siyasi projeler karşısında Osmanlı devlet adamları ile diplomatlarının tavırları da ortaya konulmuştur. Cezayir tarihine dair yapılan çalışmalarda, çoğunlukla 1830'daki Fransız işgaline, kısmen de işgal sonrasındaki askeri direnişe odaklanıldığı dikkati çekmektedir. Fakat çalışmamız göstermiştir ki meselenin en önemli ve aydınlatılmamış yönlerinden birini diplomatik faaliyetler oluşturmaktadır. Cezayir'in işgali meselesi boyunca, askeri gündem ile diplomatik faaliyetler iç içe gelişme göstermiştir. Hatta Cezayir'deki kriz dönemleri boyunca, genellikle diplomasinin etkisiz kaldığı durumlarda askeri seçeneklerin öne çıktığını belirtmek yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla Cezayir sorununda diplomatik faaliyetleri doğru kavrayabilmek, yaşanan siyasi ve askeri gelişmeleri de doğru anlamaya yardımcı olacaktır. Kaldı ki Cezayir direnişinin bütün sivil ve askeri önderleri, Fransa ile diplomatik temaslarda bulunmuşlar ve antlaşmalar yapmışlardır. Süreç boyunca taraflar arasında diplomasi kanalları hep açık kalmıştır. Osmanlı Devleti, asırlar boyunca hüküm sürdüğü Cezayir Eyaleti'nin işgali ile Kuzey Afrika'daki ilk büyük toprak kaybını yaşamıştır. Aynı tarihlerde Avrupalı büyük devletlerin baskıları sonucu Yunanistan'ın bağımsız olması ile Balkanlar'daki ilk sarsıcı kayıp yaşanmıştı. Bu ağır kayıpların şoku atlatılamadan Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa'nın isyanı ile Akdeniz'de Osmanlı'yı derinden sarsan yeni bir güç mücadelesi başlamıştır. Osmanlı diplomatları bu zorlu süreçte, Cezayir sorununda olduğu gibi askeri müdahale argümanı desteğinden yoksun olarak faaliyetlerini sürdürmek zorunda kalmışlardı. Başarılı bir dış politika ve etkin diplomasi faaliyetleri için vazgeçilmez unsurlardan birinin askeri güç olması, bu dönemde Osmanlı diplomatlarının elini zayıflatmıştır diyebiliriz. Cezayir'in işgali sorunu boyunca yaşananlar, bir bakıma askeri güçten yoksun diplomasinin etkisiz kalmasına da güzel bir örnek oluşturmuştur.