Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul Tıp Fakültesi Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2022
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: ŞEYDANUR DOĞAN
Danışman: Selçuk Daşdemir
Özet:
Tüm dünyada pandemi olarak ilan edilen COVID-19 hastalığının progresyonu ve tedavisi
hakkında çok kapsamlı araştırmalar yapılmış ancak özellikle virüsün enfekte bireylerde
farklı hastalık şiddetine neden olması durumu hala tam olarak açıklığa
kavuşturulamamıştır. İmmün profilin virüse karşı oluşturulan yanıtta önemli olduğu ve
özellikle kemokinlerin COVID-19 hastalığının şiddet seyrini belirlemede önemli rol
oynadığı çalışmalarda gösterilmiştir.
Biz de çalışmamıza 60 hafif, 59 şiddetli, 60 kritik COVID-19 hastası dahil ettik. MCP1-A2518G, SDF-1-3’A, CCR5-delta32, CCR5-A55029G, CXCR4-C138T ve CCR2-
V64I kemokin polimorfizmlerini inceleyerek bireylerde genetik olarak belirlenen immün
sistem hücrelerinin virüse karşı oluşturduğu yanıtlar ile gelişen hastalık şiddet seyri
arasında ilişki kurmayı amaçladık. Varyasyonların tespiti için polimeraz zincir
reaksiyonu (PCR)/Sanger dizileme analizi yapıldı. Çalışmamız sonucunda MCP-1-
A2518G G alleli taşıyıcılarının kritik hasta grubunda oldukça sık gözlendiği, GA
genotitipi hafif ve kritik hasta gruplarında karşılaştırıldığında kritik hasta grubunda
önemli derecede yüksek olduğu görülmüştür. Benzer şekilde GA genotipi şiddetli hasta
grubunda hafif hasta grubuna göre daha sık görüldüğü saptanmıştır. CCR2-V64I wt alleli
için kritik ve hafif hasta grubu karşılaştırıldığında wt/wt genotipinin kritik hastalarda
önemli ölçüde düşük olduğu görülmüştür. Benzer şekilde kritik ve şiddetli hasta grubu
karşılaştırıldığında 64I/64I genotipinin kritik hasta grubunda anlamlı derecede yüksek
olduğu gözlenmiştir. COVID-19 hastalığı şiddetiyle ilişkilendirdiğimiz diğer kemokin
polimorfizmlerinde herhangi anlamlı bir sonuca ulaşamadık.
Sonuç olarak çalışma verilerimiz MCP-1-A2518G ve CCR2-V64I polimorfizmlerinin
COVID-19 hastalık şiddetinin artmasıyla ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bununla
birlikte, farklı popülasyonlarda gen ekspresyon seviyelerine odaklanarak yapılan daha
büyük çalışmalar, bu mekanizma rolünün daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.