İdiyopatik Parkinson Hastalığında Evreye Göre Yutma Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Can DORUK

Danışman: Bora Başaran

Özet:

Amaç: İdiyopatik Parkinson Hastalığı (İPH) sık görülen, kronik, progresif ve ciddi morbidite ve mortaliteye yol açan nörodejeneratif bir hastalıktır. İPH’nda diğer semptomların yanı sıra disfaji çok sık görülen bir bulgudur ve aspirasyon pnömonisi en sık mortalite sebeplerinden birisidir. Çalışmamızda İPH’nda evreye göre yutma fonksiyonları değerlendirilmiş ve larengeal fonksiyonlar ile ilişkilendirilmiştir.

Hastalar ve yöntemler: Çalışmamıza İPH tanısı almış 40 yaş üstü 63 hastanın nöroloji biriminde Hoehn and Yahr evreleri, Beck Depresyon Envanteri skorları, MoCA skorları, UPDRS skorları ve kullandıkları ilaç dozlarının levodopa eşitlik dozları hesaplanmıştır. Takiben hastalara VRQoL ve Münich Disfaji testleri doldurtulmuş ve hastaların larengostroboskopik muayeneleri ve fonksiyonel endoskopik yutma değerlendirmeleri yapılmıştır. İstatistik inceleme Fischer’s exact testi, Kruskall-Wallis testi ile yapılmış. Spearman’ın korelasyon kat sayısı kullanılarak sonuçlar arasındaki korelasyon incelenmiştir.

Bulgular: Toplamda 25 hastada vokal kordda bowing ve 18 hastada vokal kord parezisi izlendi. Toplamda 10 hastada penetrasyon veya aspirasyon saptandı. Vokal kord bowingi olan hastaların rezidü düzeyleri olmayanlara göre anlamlı derece yüksek saptanmış olup aynı fark vokal kord parezisinde saptanmamıştır. Bowing ve parezi ile penetrasyon-aspirasyon skorları, birikim ve kaçak skorları arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Penetrasyon veya aspirasyon saptanan hastaların tamamında rezidü skorları anlamlı derecede yüksek saptanmıştır. Hoehn and Yahr evresine göre yapılan değerlendirmede evre ilerledikçe disfaji semptomlarında artış görülmüştür.

Sonuçlar: İPH tanısı konulmuş olan hastalara erken evreden itibaren larengeal ve farengeal fonksiyonları değerlendiren anketler ve/veya daha invaziv testler yapılmalıdır. Disfajinin erken dönemde tanınması ve tedavisine yönelik önlemler alınmasıyla mortal aspirasyon pnömonisi ihtimali minimuma indirilmelidir.