Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2020
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: H. Ahsen ÖZDEMİR
Danışman: İsmet Akova
Özet:
2019 yılı verilerine göre Dünya nüfusu 7.7 milyar kişi olup bu nüfusun yaklaşık %55’i
kentlerde yaşamaktadır. 2050 yılı projeksiyonlarına göre Dünya nüfusunun 9.6 milyar
kişi olacağı ve bu nüfusun %75’inin kentlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Daha
fazla nüfus daha fazla su, gıda, konut, enerji, altyapı, ulaşım, sağlık ve eğitim hizmeti
anlamına gelmektedir. Bu arazi kullanım fonksiyonlarının hepsi için yeniden üretilme
olanağı olmayan ama en fazla yok edilen doğal kaynaklardan biri olan toprak
gereklidir. Sonsuz olan insan ihtiyaçlarını karşılamak için sınırlı doğal kaynaklara
yapılan her müdahale (tahrip, tüketme, kirletme vs.), doğal ekosistemlerin dengesini
bozmakta ve bugün baş etmek zorunda olduğumuz en büyük sorunlardan biri olan
iklim değişikliği sürecini hızlandırmaktadır.
Sanayileşme sonrası yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte karbon salımları hızlı bir
artış göstermiş ve atmosferin ısınmasıyla hava olaylarında önemli değişiklikler
yaşanmaya başlamıştır. Günümüzde kentler, küresel emisyonların %74’ünden
sorumlu tutulmaktadır. Nietzsche bundan 70 yıl önce şöyle söylemiştir; ÇÖL
BÜYÜYOR… Burada metafor olarak kullanılan çöl, gezegenin eşiklerini aşarak
güvenli sınırların ötesine tehlikeli bölgeye geçtiğimizi haber verirken aynı zamanda
günden güne şiddetlenen doğal ve ekolojik yok oluşları anlatmaktadır. Dünyadaki
doğal kaynak rezervine göre; sürdürülebilir olarak ihtiyaçlarımızı karşılamak ve
ürettiğimiz atıkları geri dönüştürmek için kişi başına 1.8 hektar biyolojik alana sahip
olmamıza rağmen kişi başına biyolojik alan tüketimimiz 2.7 hektardır. Bu oran
Dünyanın taşıma kapasitesinin %50 üzerindedir. Bu durum Dünyanın, nüfusun 1 yılda
tükettiği doğal kaynakların yeniden üretimi ve atmosfere salınan CO2’nin tutulması için
1,5 yıla ihtiyacı olduğu anlamına gelmektedir. Yani nüfus olarak yaptığımız tüm
tüketim faaliyetlerinin karşılanabilmesi için fazladan yarım Dünyaya daha ihtiyacımız
vardır.
Doğal kaynakların kendini yeniden üretebilmesi, iklim değişikliğinin etkilerinin
azaltılması ve ekosistem ömrünün uzatılması için maksimum tüketimden ve
emisyondan sorumlu olan kentlerin fiziksel, sosyal ve ekonomik koşulları içinde
taşıma kapasitelerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Çalışma kapsamında,
kentsel taşıma kapasitesi modeli şehir planlama bakış açısıyla incelenmiş olup, ilgili
literatür kapsamında modelin kavramsal çerçevesi çizilmiş, sağladığı faydalar ile
sahip olduğu kısıtlar tespit edilmiştir. Kavrama ilişkin geliştirilen yaklaşımlar ile taşıma
kapasitesi belirleme yöntemlerine de yer verilerek, imar planlarında yapılabilecek
çalışmalara ilişkin öneriler sunulmuştur.